Sürgünde hayatını kaybeden ünlü sanatçı Ahmet Kaya’nın 1996 yılında Can Dündar’a verdiği röportajdan daha önce yayımlanmamış bir bölüm gün yüzüne çıktı. Dündar, Ahmet Kaya’nın ölümünün 25. yılında röportajın bu kısmını sosyal medya hesabından paylaşarak sanatçının kimlik, eşitlik, Türkiye’deki siyasi atmosfer ve tehditler üzerine yaptığı çarpıcı yorumları gündeme taşıdı.
Röportajda hem kendi yaşam kaygılarını hem de Türkiye’deki Kürt kimliğine dair düşüncelerini anlatan Kaya, “Biz böyle kimliksiz yaşamak istemiyoruz. Ben bir Kürdüm, Türk vatandaşıyım ve Kürt gibi yaşamak istiyorum” sözleriyle dikkat çekiyor.
Ahmet Kaya, konuşmasının bir bölümünde ölüm korkusunu şu sözlerle ifade ediyor:
“Kalp krizinden ölmeyi hiç istemedim ama bu ülkede ölümün adresi yok. İki metrelik kefen bezimi arka cebimde taşıyorum. Faili meçhulün ortasında da ölebilirim, evimin önünde de… Bunlar önemli değil.”
Kaya, Kürtlerin Türkiye ile ortak kaderi olduğunun altını çizerek şunları söylüyor:
“Biz bu ülkeye baştan beri ortaktık. Kimse sahibi değildi. Türkler ve Kürtler ortağız. Ortaklık bozulursa her şey bozulur. Ne toprak istiyoruz ne ayrı bayrak. Türk bayrağı altında ama Kürt kimliğiyle yaşayacağız.”
Sanatçı ayrıca Türkiye’de Kürtlerin günlük yaşamda bile baskı gördüğünü belirterek, Kürtçe selam vermenin bile tepki çektiğini söylüyor:
“Yunanlı Yunanca ‘merhaba’ deyince kimse kızmıyor ama Kürt biri Kürtçe ‘merhaba’ deyince olay oluyor. Bu hazımsızlık. Devlet değil, halkın da çoğu değil ama uç örnekler var.”
Röportajın en dikkat çeken bölümlerinden biri ise Ahmet Kaya’nın Abdullah Öcalan hakkında yaptığı yorum:
“Ola ki gün gelir Öcalan başbakan yardımcısı olur. Ne yapayım yani?”
Silahlı mücadeleyi savunan sol örgütleri de eleştiren Kaya, şiddeti kesin bir dille reddettiğini belirterek:
“Türkiye’de bir Kürt insanı olarak bu ülkenin bölünmesini değil, birleşmesini savunuyorum” ifadelerini kullanıyor.
Ahmet Kaya, röportaj boyunca farklı kimliklerin eşit bir Türkiye’de bir arada yaşayabileceğini vurgularken, “Biz kimliksiz yaşamak istemiyoruz” diyerek sözlerini tamamlıyor.