Diyarbakır

Diyarbakır Barosu’ndan cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin rapor

Diyarbakır Barosu, ÖHD ve TUAYDER, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporu açıkladı.

Abone Ol

Diyarbakır Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi ve Diyarbakır Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAYDER), hapishanelerdeki hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu Diyarbakır Barosu Adli Yardım Binası’nda düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna sundu.

Raporu, Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu Üyesi Rihan Gök açıkladı. Gök, tutuklular ve ailelerinin mektupları ve faks başvuruları üzerine yürütülen izleme çalışmalarıyla cezaevlerindeki hak ihlallerinin tespit edildiğini belirtti. Haziran-Ağustos 2025 döneminde 40’tan fazla cezaevine ziyaret gerçekleştirildiğini ifade eden Gök, uygulamaların toplumsal barış umutlarına saldırı niteliğinde olduğunu söyledi.

Gök, “Hapishanelerde sistematik olarak uygulanan baskı ve tecrit politikaları, demokratik siyaseti ve toplumsal muhalefeti bastırmayı amaçlıyor. Bu uygulamalar, bireyleri ve toplumun sosyal, zihinsel ve moral dokusunu derinden zedeliyor” dedi.

Raporda, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan ve Erzurum cezaevlerinde sağlık hakkının gaspı, keyfi infaz yakmalar, çıplak arama dayatmaları, kadın mahpuslara yönelen cinsiyetçi şiddet ve Kürtçe iletişimin engellenmesi gibi hak ihlallerine dikkat çekildi. Ayrıca, Abdullah Öcalan’a gönderilen mektuplara el konulduğu ve mahpusların siyasi kimliğinin inkâr ettirilmeye çalışıldığı iddia edildi.

Üç kurumun talebi ise şöyle sıralandı:

Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit koşulsuz kaldırılmalı, barış ve demokratik çözüm için diyalog kanalları açılmalı.

Hapishanelerde sistematik işkence, kötü muamele ve tecrit uygulamaları sonlandırılmalı, keyfi ve ideolojik sorgulamalar kaldırılmalı.

Tüm anadillerde iletişim ve ifade özgürlüğü güvence altına alınmalı, mektuplara ve yayınlara yönelik yasaklar kaldırılmalı.

Mahpuslara yönelik cinsiyetçi ve ayrımcı uygulamalar sonlandırılmalı, ağır hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı.

Gök, toplumsal barışın, halkların eşitliğini tanıyan ve adaleti güvence altına alan bütünsel bir hukuk sistemi ile mümkün olacağını belirterek, “İnsan hakları savunucuları ve demokratik kamuoyu olarak toplumsal barış için gerekli tüm yüzleşmeleri kararlılıkla talep etmeye devam edeceğiz” dedi.