Dilek Kuyusu Taşı Gün Yüzüne Çıktı
Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, 550 yıllık Dilek Kuyusu Taşı’nın 91 yıl aradan sonra müze bahçesinde sergilenmeye başladığını açıkladı. Gizligöl, taşın uzun yıllar müze deposunda muhafaza edildiğini belirterek, “Zaman zaman düzenlediğimiz geçici ve kalıcı sergilerle depolardaki değerli eserleri gün yüzüne çıkarıyoruz” dedi.
Gelenek ve Önemi
Kuyunun içinde biriken su, halk arasında “yaradanın hediyesi” olarak kabul ediliyordu. İnsanlar dilek tutmak için kuyunun içine değerli taşlar veya madeni paralar bırakırdı. Diyarbakır’daki eski evlerde kuyuların bulunması, hem yaşamın devamı hem de evin bereketi açısından kutsal sayılırdı. Günümüzde ise ziyaretçiler, Dilek Kuyusu Taşı’na para atmak yerine fotoğraf çekip dilek tutmayı sürdürüyor. İnsanların kuyu ile ilişkisi Neolitik Çağ’a kadar uzanıyor.
Depolardan Sergiye
Müze yetkilileri, zaman zaman düzenlenen geçici ve kalıcı sergilerle depolardaki eserleri gün yüzüne çıkarıyor. Bu kapsamda, 1946 yılında müzeye getirilen ancak bugüne kadar depolarda kalan üç tarihi eser ilk kez sergilendi. Sergilenen eserlerden ikisi Akad dönemine, biri ise Helenistik döneme ait.
Helenistik Dönemin İzleri
Helenistik döneme ait eser, zafer tanrıçası Nike’yi betimleyen stilize bir heykel. Kartal gövdeli ve pelerini kartal kanatları şeklinde tasarlanan heykelin üst kısmı tahrip olduğu için günümüze ulaşmamış. Üzerindeki “meander” motifi dikkat çekiyor. Uzmanlar, eserin yaklaşık 2 bin 500 yıl önce önemli caddelerden birinde bir sütunun üzerinde sergilendiğini tahmin ediyor.