Harun Karahan, doğma büyüme Dicleli. Yıllar önce köylerinde çıkan yangın sonrası eşi ve çocuklarıyla birlikte Sur’a göç etti. O günden beri Hevsel Bahçeleri onun hem evi, hem ekmeği oldu. Sabahın erken saatlerinde Hevsel’e gidip, doğadan topladığı otları el emeği göz nuru olan el arabasına koyup Gazi Caddesi’ne getiriyor. 50 yıldır aynı noktada, aynı sabırla…
Sekiz Çocuğu Var Ama Yalnız
Karahan’ın sekiz çocuğu var. Ancak hiçbiri ona bakmıyor. “Kendi başımın çaresine bakıyorum” diyor. Emekli değil. Yaşlılık maaşı da almıyor. Kazandığı birkaç kuruşla hem kendisinin hem de zaman zaman ihtiyacı olan çocuklarının geçimini sağlamaya çalışıyor. Eşiyle birlikte küçük bir evde yaşıyorlar.
Mevsimine Göre Yeşillik
Harun Amca mevsime göre ürün taşıyor tezgahına. Kış aylarında Dicle kenarlarında yetişen su teresini, yazınsa nane, maydanoz ve benzeri yeşillikleri satıyor. Doğal, ilaçsız, taptaze… Şehirlinin gözünden kaçan otları o tanıyor, o topluyor.
Hevsel Bahçeleri Umut Kapısı
Harun Amca’nın hikayesi, Diyarbakır’ın kalbinde süren bir hayat mücadelesini simgeliyor. O sadece bir ot satıcısı değil; aynı zamanda yoklukla, yalnızlıkla, yaşlılıkla direnen bir emek insanı. Sessizce, ama kararlı bir şekilde…
“Ne devletten maaş alıyorum, ne çocuklardan yardım görüyorum” diyen Harun Karahan, 75 yaşında olmasına rağmen hergün el arabasıyla Hevsel Bahçelerinde topladıklarını Gazi Caddesi’nde satıyor. Çevresindeki esnafın “yılların emekçisi” diye andığı Karahan, Gazi Caddesi’nin yaşayan belleği gibi.