Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesinde "1-7 Ağustos Dünya Emzirme Haftası" kapsamında farkındalık etkinliği gerçekleştirildi.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Heybet Tüzün’ün öncülüğünde gerçekleşen etkinliğe, sağlık çalışanları ve yeni doğum yapan anneler katıldı. Programda emzirmenin önemi vurgulandı, katılımcılarla birlikte pasta kesilirken, annelere çeşitli hediyeler de takdim edildi.

Etkinlikler kapsamında kentin birçok noktasına Dünya Emzirme Haftası’na dair pankartlar asılarak anneler ve anne adaylarının bilinçlendirilmesi amaçlandı.

“Anne Sütü, Bebeğin Geleceğini Belirliyor”

Uzm. Dr. Tüzün, 1-7 Ağustos Dünya Emzirme Haftası dolayısıyla, anne sütünün önemini vurgulamak ve anne sütünün sürdürülebilirliğini artırmak amacıyla etkinlikler düzenlediklerini söyledi. Tüzün, "Anne sütü, bildiğiniz gibi bebeklerin gelişimi için çok önem arz ediyor. Bu noktada özellikle ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmenin, hem besin değeri açısından hem de bağışıklık sistemi ve diğer bütün enerji kaynakları açısından yeterli olduğunu biliyoruz. Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisi, ilk 6 ay sadece anne sütü, 6 aydan sonra ise tamamlayıcı beslenmeye geçilerek 2 yaş ve ötesine kadar anne sütünün devamıdır. Bu noktada, biz anne sütünün özellikle erken başlatılmasının bağırsak florasının oturmasında ve mikrobiyotların oluşmasında ciddi önem arz ettiğini biliyoruz. Bu da bebeğin bütün gelecek yaşamında; özellikle obezite, diyabet, astım ve alerjik hastalıkların oluşmaması açısından büyük önem arz ediyor" dedi.

Diyarbakır’da Dünya Emzirme haftası etkinliği düzenlendi 1

“Annenin Sütüne İnanması Her Şeyden Önemli”

İlk başlarda bebeğin kilosu uygun değilse bile, ten tene temas ve kanguru bakımı eğitimi verdiklerini dile getiren Tüzün, "Bu sayede annelerin bebekle bağı artıyor. Hormon salınımı dengeye girdikten sonra, annelerin kaygıları azalıyor ve böylece süt devamlılığı sağlanıyor. Bu noktada İl Sağlık Müdürlüğü, ilin belli yerlerine afişler asarak farkındalık yaratmaya çalışıyor. Bizim hedefimiz; sağlık profesyonelleri olarak, halk da bütün kesimlerini işin içine katarak anne sütünün sürdürülebilirliğini ve önemini artırmak. Tarihsel olarak, milyarlarca insan hatta diğer canlı türleri yavrularını emzirebiliyor. Buradaki en önemli nokta, annenin anne sütüne inanmasıdır. Bu birinci faktör. İkincisi; kaygıları azaltıldıktan sonra uygun teknikle beslemeyi öğretmek, doğru beslenme, hamilelik öncesi planlı gebelikler ve gebelik sonrası uygun ortamın sağlanması gerekiyor. Ailenin buna inanması her şeyden önce önemlidir. Süt artırıcı gıdalar, ağır beslenme ya da ağır diyetler aslında çok gerekli değil. Günlük, normal alması gereken gıdalarla beslenen bir anne; uygun sıvı takviyesi aldığı zaman ve kaygı bozukluğu yaşamadığında yeterince süt üretebiliyor. Anne sütü bu şekilde yeterli hale geliyor" diye konuştu.

Kaynak: İHA