DİYARBAKIR- Hani, Diyarbakır ilinin köklü tarihine ve zengin kültürel mirasına ışık tutan önemli bir ilçesidir.

İlçenin eski adı Henı'dır ve Zazacada "Çeşme" anlamına gelir. Hani, Zazaların eski yerleşim yerlerinden biri olup, İslamiyet öncesi dönemden günümüze kadar uzanan bir tarihi geçmişe sahiptir. Kuruluş tarihi çok eskiye dayanan Hani ilçesi, MÖ 8. yüzyılda Urartu devleti ve Asurlular arasındaki çatışmalara tanıklık etmiştir. Nirbi'lerin yerleşim merkezi olan Hani, daha sonra Palu'ya bağlı bir bucak iken, Cumhuriyet döneminde Lice'ye bağlanmış ve ilçe statüsü kazanmıştır.

Hani Ilçesi

Hani, denizden 1200 metre yüksekte, dağlık bir bölgede konumlanmıştır. Artuklulardan kalma Hatuniye Medresesi, Ayn-Kebir Su Kaynağı, Yasin Minaresi ve Cafer-i Tayyar Yatırı gibi tarihi yapılarla doludur. Silvan'dan sonra nüfus yoğunluğu en fazla olan ilçedir ve kilometrekare başına ortalama 63 kişi düşer. Tarım ve hayvancılığın yanı sıra tahıl, pamuk, yaş ve kuru meyveler başta olmak üzere çeşitli ürünler Hani'de yetiştirilir ve kereste satışı yapılmaktadır. Ayrıca ilçede çökelek ve tereyağı gibi ürünler de satılmaktadır.

Dicle Nehri'ne 18 km uzaklıkta bulunan Hani'de, nehirde bol miktarda alabalık yetiştirilmektedir. Turistik açıdan zengin bir potansiyele sahip olan Hani'de Hatuniye Medresesi, Hani Ulu Camii, Aynkeris Şifalı Suyu, Koki Çayı Mesiresi ve Aynkebir Havuzu gibi çeşitli turistik yerler bulunmaktadır. Özellikle Hatuniye Medresesi, tarihi ve mimari açıdan büyük öneme sahiptir.

Hani ilçesinin tarihini ve kültürel yapısını yansıtan bir diğer önemli yapı ise Şeyh Ahmed Efendi Türbesi'dir. Mevlana Halid Ziyâeddin'in küçük oğlu Şehabeddin Ahmet'in mezarını içinde barındıran bu türbe, Halidi Tarikatı'nın kurucusuna ait önemli bir anıttır. Son zamanlarda ŞURKAV tarafından restore edilen türbe, ilçenin tarihî ve dini mirasının korunmasına katkı sağlamaktadır.

Kaynak: Diyarbakir.Net