DİYARBAKIR- Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde bulunan Eğil Kalesi ile ilgili ilginç bir rivayet anlatılmaktadır. Eğil Kalesi'nin surları arasında yankılanan destansı bir hikayedir. Cesur Kral Kızı'nın direnişi. Bu efsane, bir kralın kızının cesaret dolu kararlılığı ve savaşçı ruhuyla doludur. Zafer, sadece kılıçlarla değil, aynı zamanda cesaret ve inançla kazanılmıştır. Bu efsane, geçmişten günümüze kadar gelen bir mirası ve insanlığın umudunu yansıtır.
Eğil Kalesi ve Kral Kızı efsanesi
Rivayete göre, o zamanların güzeller güzeli bir kral kızı, kentin gözbebeği ve gönüllerin prensesiydi.
Bu kızın güzelliğini duyan bir barbar komutan, koca ordusuyla birlikte gelip krallığı fethetmek ve kralın kızıyla evlenmek istemişti. Eğil Kalesi, direniş gösterdi, ama uzun bir savaş sonucunda kral yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldı. Ancak kralın kızı, bu durumu kabul etmedi ve sevmediği biriyle evlenmeyi reddetti.
Kız, barbar komutanı tanımak için bir plan yaptı. Elçi aracılığıyla komutanla konuşmak istediğini iletti. Barbar komutan, kraliyetin teslim olacağı düşüncesiyle sevinçle karşıladı bu haberi.
Kralın kızı, ihtişamlı giysileriyle ve takılarıyla gelip tüm askerleri ve barbar komutanı büyüledi. Ancak eğlenceden sonra, barbar komutan onunla birlikte olmak istediğinde, kızın şartını öğrendi: Onunla savaşacak ve onu yenecek biriyle evlenebilecekti.
Bu şaşırtıcı talebi kabul eden barbar komutan, alaycı bir şekilde kızın önünde diz çöktü. Ancak kız, ihtişamlı elbiselerini çıkarıp savaşçı kıyafetlerini giydi. Tüm askerlerin ve komutanın önünde cesurca savaşa girişti.
Kısa bir süre sonra, kralın kızı barbar komutanın kellesini gövdesinden ayırdı ve zaferle çıktı. Barbar komutanın askerleri, kızın karşısında diz çöktü ve onun egemenliğini kabul etti.
Kız, kanlı elbiseleriyle sala binerek kaleye döndü. Gizli geçitten yukarı çıkıp babasına ve halkına zaferi müjdeledi. Kral da bu sevinci, 7 gün 7 gece süren bir kutlamayla halkıyla paylaştığı söylenmektedir.
Kral ve kaya mezarları, sadece taşlardan değil, geçmişten gelen hikayelerden, medeniyetlerden ve insanlığın yolculuğundan izler taşıyorlar. Bu antik eserler, ziyaretçilere geçmişin gizemli koridorlarında bir yolculuk yapma fırsatı sunarken, kültürel mirasımızın değerini ve önemini hatırlatıyorlar.