Kutsal kitaplardaki iki incir yaprağının birbirine dikilmesi ile başlandığı söylenen icat;

Akabinde moda denen bir hareketin müsebbibidir elbise. İklime, toprağa, inançlara göre nakışlanan renk renk kumaşlar. Yedi kıtada binlerce şekli olan; binlerce markası oluşan bir dünya. Siverek'te siyah bir şalvarken Bavyera'da Lederhosen, Japonya'da hakama, Hindistan'da bir kadının giydiği saridir elbise denen beden örtücü eşya. Zengine ve yoksula göre değişen mucize. Bazen savaşta bir kamuflaj, fabrikada iş elbisesi, hastanede beyaz önlük, düğünde bir gelinliktir bazen de yaşama vedada beyaz bir kefen. İnsanlarda saygı ve tiksinti yaratabilecek iplik yığını. Bazen saygıya zorlayan kravattır. Bir bebeğin kundağıdır; denizde bir mayodur elbise. Yazlığı ve kışlığı yaptığımız ve bunun üzerine fabrikalar inşa ettiğimiz ekonomidir elbise. ''Ne insanlar gördüm üstünde elbise yok. Ne elbiseler gördüm içinde insan yok'' dedi ya düşünür. Düşünceyi etkileyen bir sihir bir icattır elbise. Ve artık ortalıkta boş elbiseler dolanıyor yığınca. Düşünür  sadece düşünsün artık.....