Rosa Kadın Derneği, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Nur Sena Düzgün’ün hayatını kaybetmesiyle ilgili yazılı bir açıklama yaparak, kadına yönelik şiddet ve cezasızlık uygulamalarına karşı tepkilerini dile getirdi. Dernek, Nur Sena Düzgün'ün kaybının, Türkiye genelinde ve bölgede kadınların sürekli güvensiz ve güvencesiz bir şekilde yaşamalarına neden olan toplumsal pratiklerin bir sonucu olduğunu belirtti.
“Kadın Kırımına Dönüşen Bir Süreç”
Rosa Kadın Derneği açıklamasında, "Kadınların okulda, evde, sokakta güvensiz ve güvencesiz muamelelerle karşılaştığı her an, bir kadını kaybetmekle sonuçlanmaktadır. Manipülasyon, psikolojik ve duygusal şiddet ile kadınlara dayatılan her türlü ayrımcı ve ötekileştirici pratikler, ülkemizde adeta 'kadın kırımına' dönüşmüştür" ifadelerine yer verildi.
Dernek, Nur Sena Düzgün'ün geride bıraktığı mektubun fail açısından ciddi iddialar barındırdığını ve failin serbest bırakılmasının, cezasızlık pratiği ve kadına yönelik şiddetle mücadele adına kabul edilemez bir durum oluşturduğunu vurguladı.
“Üniversite ve Adli Mercilere Çağrı”
Rosa Kadın Derneği, Dicle Üniversitesi yönetimini ve adli mercileri etkin ve şeffaf bir soruşturma yürütmeye çağırarak, Nur Sena Düzgün’ün ölümünün üstünün örtülmesine izin vermeyeceklerini belirtti. Dernek, tüm süreci dikkatle takip edeceklerinin altını çizdi.
Açıklamada, kadına yönelik şiddetle mücadelenin sadece kadınların değil, tüm toplumun sorumluluğu olduğu ifade edilerek, "Sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz" denildi. Dernek, kadın cinayetlerinin, şiddetinin ve cezasızlık pratiğinin her aşamasında daha güçlü bir dayanışma içinde olma çağrısı yaptı.