İslam’da Hac, sağlık ve imkanı olan müminler için farzdır. Ancak bu “imkan” tanımı, modern uygulamada seyahat, konaklama ve organizasyon giderlerini de kapsıyor; bu nedenle Hac’a gitmenin maddi bir boyutu ortaya çıkıyor. Diyarbakır sokaklarında gerçekleşen röportajlarda yurttaşlar, Hac’ın günümüzde neden ücretli hale geldiği sorusuna güçlü tepkiler verdi.
“PARA OLSA BİLE GİTMEM”: ELEŞTİRİLER SERT
Bir yurttaş, Hac ücretlerine tepki göstererek şunları söyledi:
“Param olsa da gitmem. Oradaki paranın nereye gittiğini görüyoruz, Amerika’ya gidiyor diyenler, oradaki askerlerle ilgili iddiaları dile getiriyor. Ben param olsa bir yetimi doyururum, Hac’a gitmem.”
Bu görüşte olanlar, Hac masraflarının politik ve ekonomik ilişkilerle bağlantılı olduğunu öne sürdü; bazı katılımcılar ise ibadetin bu hale gelmesini “dinin yanlış kişilerin eline geçmesi”yle ilişkilendirdi.
“DİN TİCARETE DÖNÜŞTÜ”: DİNİ KİMLİK VE EKONOMİ ELEŞTİRİSİ
Bir diğer yurttaş, Hac’ın ücretlendirilmesine dini perspektiften bakarak şunları aktardı:
“Dinde beş şart vardır; Hac kimlere farzdır, durumu iyi olanlara. Ama din parayla ölçülmemeli. İslam, yanlış kişilerin eline geçti; dini ticarete çevirdiler.”
Benzer şekilde başka bir yurttaş da devletin üstlenmesi gereken sorumluluklara dikkat çekti: “Gitmek isteyip parası olmayan insanlar var. Devlet bu konuda üzerine düşeni yapmalı; ibadet insanlar için erişilebilir olmalı” dedi.
KONAKLAMA VE SEYAHAT MALİYETLERİ ÖNE ÇIKIYOR
Baş bir yurttaş ise, Hac masraflarının başlıca kalemlerini şu sözlerle açıkladı:
“Orada üç yıldız mı, dört yıldız mı, beş yıldız mı otel tercih ediliyor. Kâbe’ye yakın otel masrafları, uçak biletleri, kişisel harcamalar… Bunlar toplamda büyük bir külfet oluşturuyor. Abartılı ücret alınması doğru değil.”
Katılımcılar, vize, uçuş, konaklama ve acente komisyonları gibi kalemlerin Hac maliyetini yükselttiğini, özellikle dar gelirli aileler için bunun ulaşılmaz bir yük haline geldiğini belirtti.
DİYANET VE KURUMSAL UYGULAMALAR TARTIŞMA KONUSU
Röportajlarda dikkat çeken bir diğer konu da kurumsal uygulamalar oldu. Konuşmacılar, Diyanet İşleri Başkanlığı ve hac organizatörlerinin uygulamalarını eleştirdi; bazı yurttaşlar Diyanet’in destek ve düzenlemelerinin yetersiz olduğunu, organizasyonların daha şeffaf ve erişilebilir hale getirilmesi gerektiğini savundu. Bir yurttaş, “Diyanet sizden ücret alıyor; eğer mümkünse devlet destekli şekilde kolaylaştırılmalı” ifadelerini kullandı.
TOPLUMSAL TEPKİ VE TARTIŞMA SÜRÜYOR
Diyarbakır sokaklarında dile getirilen eleştiriler, Hac’ın bugünkü uygulamalarının sadece dini bir mesele olmadığını; ekonomik, siyasal ve toplumsal boyutlarıyla tartışılması gerektiğini gösteriyor. Vatandaşlar, Hac masraflarının düşürülmesi, şeffaflığın artırılması ve dar gelirli inananlar için özel destek mekanizmalarının oluşturulmasını talep ediyor.