DİYARBAKIR- Diyarbakır’da dünyaya gelen Osmanlı devlet adamı Said Paşa’nın kim olduğunu biliyor musunuz?
Osmanlı devlet adamı ve yazar Said Paşa (1832-1891), 1849'da vilayet kalemine yazıcı olarak atandı. Mektupculuk alanında da 1848'de başarılar elde etti. 1872'de Elazığ mutasarrıflığına, ardından Maraş, Mardin ve Muş'a mutasarrıf olarak görevlendirildi. "Mirat-ül İber" adlı 10 ciltlik genel tarih kitabının dokuz cildi basıldı, sonuncusu İstanbul müze kitaplığında bulunuyor. Ayrıca, "Diyarbekir Tarihi" çalışmasıyla 1884'te Diyarbakır Salnamesi'nin ikinci bölümünü hazırladı.
Said Paşa kimdir?
Diyarbakır, tarih boyunca birçok şair ve devlet adamını yetiştiren köklü bir aileye mensup Mehmed Said Paşa’nın doğum yeri olarak bilinir. Şair, münşî ve hattat Süleyman Nazif Efendi’nin oğlu ve şair İbrahim Cehdî Efendi’nin torunu olan Mehmed Said, aynı zamanda Süleyman Nazif ile Faik Âli Ozansoy’un babasıdır. Babasını erken yaşta kaybeden Mehmed Said, zorluklar içinde eğitimini tamamlamış ve 1849 yılında Diyarbekir Tahrirat Kalemi’nde göreve başlamıştır.
Kariyeri boyunca çeşitli idari görevlerde bulunan Mehmed Said, Vilâyet Tahrirat başkâtipliği, mektupçu muavinliği ve vilâyet mektupçuluğu gibi pozisyonlarda hizmet vermiştir. 1872’de “mülkiye paşalığı” unvanı olan mîrimîranlık rütbesiyle Ma‘mûretülazîz ve daha sonra Maraş mutasarrıflığına getirilmiştir. Ayrıca Muş, Siirt ve Mardin mutasarrıflıklarında da görev yapmıştır. Üçüncü kez Mardin mutasarrıflığı görevindeyken vefat etmiş ve kabri Mardin’de bulunmaktadır.
İdareci olarak dürüstlüğü ve görevlerindeki başarısıyla tanınan Mehmed Said, Diyarbekir eyaletinin önde gelen yöneticilerinden biri olarak kırk yıl hizmet vermiştir. Anısını yaşatmak amacıyla Dicle Üniversitesi ve Atatürk Kültür Merkezi iş birliğiyle 26-27 Mart 2015 tarihlerinde Diyarbakır’da “Said Paşa ve Süleyman Nazif Sempozyumu” düzenlenmiştir.
Resmî görevlerinin yanı sıra tarih, edebiyat ve matematikle de ilgilenen Mehmed Said, mürettep divanında hakîmane manzumeler ve dinî muhtevalı şiirler kaleme almıştır. Edebiyatla yakından ilgilenen Mehmed Said, Mîzânü’l-edeb adlı eserinde divan şiirinin bazı yönlerini eleştirmiş ve bu eleştirilerinde Fuzûlî, Nâbî, Nef‘î ve Nedîm gibi meşhur şairlerden örnekler sunmuştur. Ali Emîrî Efendi tarafından takdir edilen manzumeleri ve Fâik Reşad tarafından vasat bir şair olarak kabul edilen şiirleriyle tanınan Mehmed Said, nesir yazımına daha fazla önem vermiştir. “Müstakîm ol Hazret-i Allah utandırmaz seni” mısraıyla biten muhammesi ise çeşitli antolojilere girmiş ve ün kazanmıştır.